Teknolojinin ilerlemesinden kaynaklı, sanayinin sürekli gelişmesi, yaşanan iklim değişiklerini çok farklı boyutlara getirmiştir. Teknoloji her ne kadar yaşamı daha kolay hale getirmiş olsa da sera gazlarının atmosferde süzülememesi, canlı yaşamı tehdit etmekte, iklim krizlerine neden olmaktadır.
Geçen her zaman diliminde; bir yandan sanayide devrimler yapılırken diğer taraftan kuraklığa terk edilen bir doğayı, susuz kalan bir canlı yaşamı beraberinde getirmiştir. İklim değişimleri ekolojik dengeyi bozmuş, bazı ülkeleri iyice çaresiz bırakmıştır.
Bu zorluklarla mücadele etmek gelişmekte olan ülkeler özellikle fakir ülkeler için oldukça zordur. Bu durumun küresel bir sorun olması ortak hareket etme bakımından önemlidir. Paris İklim Anlaşması çerçevesinde bir çok iklim fonu oluşturulmuştur.
Sosyal İklim Fonu (Climate Social Fund) Nedir?
Avrupa Komisyonu emisyon ticaretini inşaat ve karayolu taşımacılığı sektörlerini kapsayacak şekilde genişletmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda, Fit for 55 yasama paketi kapsamında ve AB emisyon ticaret sisteminin (EU ETS) revizyonunun bir parçası olarak halihazırda bazı yasa önerileri hazırlamaktadır. Sosyal İklim Fonu da bunlardan biridir. Bu çerçevede inşaat ve karayolu taşımacılığı sektörlerinden kaynaklanan emisyonların, mevcut AB ETS tarafından değil; yeni ve ayrı bir emisyon ticaret sistemi tarafından karşılanması öngörülmektedir. AB komisyonu hazırladığı yasa tasarısında, bu yeni sistemden kaynaklanan sosyal etkileri ele almak için Sosyal İklim Fonu oluşturmayı teklif etmektedir.
AB yönetiminin Sosyal İklim Fonu’yla hedeflediği bazı çıktılar şunlardır:
- İklimle mücadelede yetersiz kalan ve iklim değişikliğinin getirdiği etkilere karşı görece daha korunmasız olan meskenler için geçici doğrudan gelir desteğini finanse etmek
- Karayolu taşımacılığı ve bina sektörlerinde emisyonları azaltan önlemleri ve yatırımları desteklemek
- Korunmasız meskenler, mikro işletmeler ve ulaşım kullanıcıları için maliyetleri azaltmak
Sosyal İklim Fonu’nun Temel Konuları
Yeni emisyon ticareti sistemi, karayolu taşımacılığı ve yapı sektörlerinden kaynaklanan emisyonlara, tüm tahsisatların açık artırmayla satılacağı ve yıllık olarak azalan bir üst sınır koyacaktır. Sosyal İklim Fonu’nun oluşturduğu finansal hacmin, yeni sistem kapsamında emisyon izinlerinin ihalesinden elde edilen gelirlerin tahsis edilmiş bir payına karşılık gelmesi planlanmaktadır.
Planlanan fon, karbon yönetimi ile ilgili artan yatırımları ve alınan önlemleri desteklemek için AB üyesi devletlere finansman sağlayacaktır. Bu bağlamda, yenilenebilir kaynaklardan gelen enerjinin mevcut enerji sistemlerine entegrasyonu, binaların enerji verimliliğinin artırılması, binaların ısıtma ve soğutma sistemlerinin karbondan arındırılması ve sıfır ve düşük emisyonlu ulaşım sistemlerinin yaygınlaşması vb gibi konular ele alınmaktadır. Bu önlemler ve yatırımların öncelikle korunmasız meskenlere, mikro işletmelere veya ulaşım kullanıcılarına fayda sağlaması hedeflenmektedir. Bu yatırımların maliyetleri ve emisyonları azaltmasını öngören Sosyal İklim Fonu’yla, söz konusu paydaşlar için sürdürülebilir finans araçları oluşturulması amaçlanmaktadır.
Fonla ilgili hazırlanan yasa teklifi, daha detaylı değerlendirilmek üzere yakın zamanda Avrupa Parlamentosu’na, Avrupa Konseyi’ne ve ilgili diğer birimlere iletilecektir. Değerlendirmelerin ardından hızlı bir şekilde aksiyon alınması hedeflenmektedir.
Sosyal İklim Fonu’nun Önemi
Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat süreci kapsamında yeni yeşil dünya düzenine her bir paydaşın katılım sağladığı adil bir geçiş yapılmasını hedeflemektedir. Orta ve uzun vadede, AB iklim politikalarının faydaları bu geçişin maliyetlerinden açıkça daha ağır basmaktadır. Fakat geliştirilen iklim politikaları kısa vadede korunmasız meskenler, mikro işletmeler ve ulaşım kullanıcıları üzerinde ekstra bir baskı oluşturma riski taşımaktadır. Bu nedenle, AB geliştirdiği stratejiler ve yürürlüğe koyduğu yönetmeliklerle iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum sağlama maliyetlerini minimuma indirmeyi hedeflemektedir.
Karbon fiyatlandırma araçları, yeniliği, ekonomik büyümeyi ve temiz teknolojilere yapılan yatırımları teşvik etmek için yeniden yatırım yapılabilecek gelirleri artırmaktadır. Bu çerçevede, vatandaşların enerji verimliliği, yeni ısıtma ve soğutma sistemleri ve daha temiz mobilite yatırımlarını finanse etmesine yardımcı olmak için üye devletlere finansman sağlamak üzere yeni bir Sosyal İklim Fonu önerilmiştir. Sosyal İklim Fonu, bina ve karayolu taşımacılığı yakıtları için emisyon ticaretinin beklenen gelirlerinin %25’ine eşdeğer bir miktar kullanılarak AB bütçesinden finanse edilecektir. Bu fon 2025-2032 dönemi için üye devletlere 72,2 milyar Avro tutarında finansman sağlayacaktır. Fonun ayrıca sosyal olarak adil bir geçiş için 144,4 milyar Euro’yu doğrudan veya dolaylı olarak harekete geçirmesi hedeflenmektedir.
İnsanları ve gezegeni korumak için yürütülen çalışmaların uzun vadede sürdürülebilirlik açısından çok büyük faydaları vardır. Daha temiz hava, daha yeşil yaşam alanları ve şehirler, daha sağlıklı vatandaşlar, daha düşük enerji kullanımı ve azalan maliyetler, gelişen teknolojiler ve endüstriyel fırsatlar, doğa için daha fazla yeşil alan vb faydalar gelecek nesillere daha temiz, adil ve gelişmiş bir dünya düzeni bırakabilir.
En Popüler İklim Değişikliği Fonları
Yeşil İklim Fonu
Yeşil İklim fonu 2009 yılında İklim Değişikliği Kopenhag Taraflar Zirvesi’nde çok önemli adımlar atılmıştır. Daha sonraki projeler için örnek gösterilecek karar alınmıştır. Zengin gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere yapacağı destek kararları çok önemlidir. 2011 yılında Birleşmiş Milletler toplantısında aynı fikir üzerinde çalışmış. Ve Green Climate Fund yani Yeşil İklim Fonu kurulması karar alınmıştır. Zengin ülkelerden fon desteği alarak iklim değişikliğinden olumsuz etkilenen az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere bütçe oluşturmuşlardır. Bu bütçelerle yerel toplumlara dinamik kazandırmak, yaşanacak iklim krizlerini öngörmesini ve buna bağlı olarak tedbirler almak, temel ihtiyaçlarını günce altına almak gibi amaçlar vardır. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında bu fon desteklerinden kamu ve özel sektörde faydalanmaktadır.
Gap Fonu
Gap Fonu, yani ‘Kent İklim Finansı Boşluk Fonu’ 2020 yılında bir çok kuruluşun beraber hareket etmesiyle kurulmuştur. İklim değişikliği sorunların çözümü ve geleceği kentlerde direk ilişikli olduğundan gelişmekte olan ülkelerin kentlerine yönelik projelerle parasal kaynak sağlamaktadır. Bu fonun amacı şehir ve şehir yönetimlerini desteklemektedir. Ülkemizdeki şehirlerin ve belediyelerin bu fondan faydalanma durumu vardır.
GCM Fonu ‘BM Çok Taraflı Göç Güven Fonu’
GCM Fonu yani 2019 yılında Küresel Göç Mutabakatı’nın uygulanması kapsamında projelere fon desteği sağlamaktadır. İklim kaynakları göçlerin fazlaca yaşanması ve göçler sırasında binlerce insanın ölmesi bu fonun kurulmasında etkilidir.
GCCA+ Fonu
GCCA+ yani Küresel İklim Değişikliği İttifakı Artı İnisiyatif 2008 yılında kurulmuştur. Bu fon küresel ısınma karşısında en çok zarar gören ülkelere özellikle ada ülkelerine yardım amaçlıdır. Bir çok projeye destek sağlayan bir fondur.