Site icon Dilek Aşan

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilirliğin Sosyal Boyutu

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Cinsiyet eşitliği temel bir insan hakkı olmaktan öte barış ve huzurlu bir dünyanın anahtarıdır. Sürdürülebilir bir dünya inşa etmek için ekonomik ve çevresel konular kadar önem arz etmektedir. Son yıllarda bu konuda başta az gelişmiş ülkelerde olmak üzere tüm dünyada ciddi bir farkındalık oluştuğunu söyleyebiliriz. Geçmişle kıyaslandığında bugün daha fazla kız çocuğu okuluna devam etmekte ve küçük yaşta evliliğe zorlanan kız çocuklarının sayısında azalma kaydedilmektedir. Bunun yanı sıra birçok devletin parlamentosundaki kadın sayısında ciddi bir artış görülmektedir. Özel ve kamu sektörlerindeki kuruluşların üst yönetimlerindeki kadın oranın da yine büyük bir hızla arttığını söylemek mümkündür. Dahası, toplumsal cinsiye eşitliğini sürdürülebilir bir zemine oturtmak için birçok ülke doğrudan anaysal çalışmalar yürütmektedir.

Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen yine de gelişmişlik düzeyi fark etmeksizin birçok ülkede kadınlara yönelik bilinçli ya da bilinçsiz ayrımcılık devam etmektedir. Kadın haklarını erkekler kadar savunmayan yasalar ve çeşitli sosyal normlar ne yazık ki uygulanmaya devam etmektedir. Kadınlar, siyasi liderliğin her düzeyinde yeterince temsil edilmemektedir. Farklı yaş gruplarından birçok kadın birlikte olduğu eşleri veya erkek arkadaşları tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmaktadır.

Kadın ve erkekler arasındaki bu kadar büyük bir ayrımcılık, küresel anlamda sürdürülebilirlik önündeki en büyük engellerden biridir. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler (BM) de 2030 yılında gerçekleştirmek üzere koyduğu 17 sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden birini de doğrudan cinsiyet eşitliği konusunda belirlemiştir. Bu hedef doğrultusunda yapılmak istenen çalışmaların neler olduğuna geçmeden önce günümüz dünyasında cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili birkaç BM verisini paylaşmakta fayda var:

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sürdürülebilirliğin sosyal boyutuna katkı sağlayabilmesi için yapılabilecek çalışmalardan bazıları şunlardır:

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Çevre

Cinsiyet eşitliği sadece sosyal bir konu değil aynı zamanda çevresel uyumluluğu etkileyen önemli bir faktördür. Toplumsal cinsiyet ve çevre ilişkisi bağlamında birden fazla sürdürülebilir kalkınma hedefini ele almak, daha adil ve daha sürdürülebilir bir kalkınma modeline doğru ilerlemenin anahtarıdır. Erkeklerin ve kadınların çeşitli toplumlardaki farklı rol ve davranışları ve farklı fizyolojik özellikleri nedeniyle çevresel faktörlerin cinsiyete göre farklılaşan etkileri vardır. Enerji, su, ulaşım, kentsel tasarım, tarım veya tüketim kalıplarının her birinde, çevresel etkilerdeki farklılıkları anlamak için cinsiyete dayalı bir bakış açısı gerekmektedir.

Cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi, kalkınma, çevresel sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin başarılması için kritik öneme sahiptir. Küresel olarak kadınlar, toplum desteği, dayanıklılık oluşturma ve koruma çabalarında merkezi bir rol oynamakta ve böylece mevcut ve gelecek nesillerin refahını sağlamaktadır. Özellikle eko-feminist ve kadınlar ve çevre gibi yaklaşımlar, bu eşsiz doğa anlayışını ve kadınların çevrenin koruyucuları olarak rolünü yansıtmaktadır. Erkekler ve kadınlar, çevresel olaylara karşı aynı deneyimlere ve tepkilere sahip olmayabilir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin entegrasyonu, çevre sorunlarının tanımlanması, çerçevelenmesi ve önceliklendirilmesi ve hangi politika reçetelerinin seçildiği ile ilgili şikayetlerin ifade edilmesi söz konusu olduğunda önem arz etmektedir.

Exit mobile version